Ayetler İle Hac Ve Umre

Ayetler İle Hac Ve Umre

Hani biz İbrahim’e, Kâbe’nin yerini, “Bana hiçbir şeyi ortak koşma; evimi, tavaf edenler, namaz kılanlar, rükû ve secde edenler için temizle” diye belirlemiştik.

(Hac Sûresi, 22/26)

 

Hani İbrahim, İsmail ile birlikte evin (Kâbe’nin) temellerini yükseltiyor, “Ey Rabbimiz! Bizden kabul buyur! Şüphesiz sen hakkıyla işitensin, hakkıyla bilensin” diyorlardı.

(Bakara Sûresi, 2/127)

 

 

Hani, biz Kâbe’yi insanlara toplantı ve güven yeri kılmıştık. Siz de Makam-ı İbrahim’den kendinize bir namaz yeri edinin. İbrahim ve İsmail’e şöyle emretmiştik: “Tavaf edenler, kendini ibadete verenler, rükû ve secde edenler için evimi (Kâbe’yi) tertemiz tutun.”

(Bakara Sûresi, 2/125)

 

Haccı da, umreyi de Allah için tamamlayın. Eğer (düşman, hastalık ve benzer sebeplerle) engellenmiş olursanız artık size kolay gelen kurbanı gönderin. Bu kurban, yerine varıncaya kadar başlarınızı tıraş etmeyin. İçinizden her kim hastalanır veya başından rahatsız olur (da tıraş olmak zorunda kalır)sa fidye olarak ya oruç tutması, ya sadaka vermesi, ya da kurban kesmesi gerekir. Güvende olduğunuz zaman hacca kadar umreyle faydalanmak isteyen kimse, kolayına gelen kurbanı keser. Kurban bulamayan kimse üçü hacda, yedisi de döndüğünüz zaman (olmak üzere) tam on gün oruç tutar. Bu (durum), ailesi Mescid-i Haram civarında olmayanlar içindir. Allah’a karşı gelmekten sakının ve Allah’ın cezasının çetin olduğunu bilin.

(Bakara Sûresi, 2/196)

 

 

Şüphesiz, Safa ile Merve Allah’ın (dininin) nişanelerindendir. Onun için her kim hac ve umre niyetiyle Kâbe’yi ziyaret eder ve onları da tavaf ederse bunda bir günah yoktur. Her kim de gönlünden koparak bir hayır işlerse şüphesiz, Allah onu bilir, karşılığını verir.

(Bakara Sûresi, 2/158)

 

Onun içinde (Mescid-i Dırar’da: Müslümanlara zarar vermek amacıyla mescit adı altında yapılan binada) asla namaza durma. İlk günden temeli takva (Allah’a karşı gelmekten sakınmak) üzerine kurulan mescit (Kuba mescidi), içinde namaz kılmana elbette daha layıktır. Orada temizlenmeyi seven adamlar vardır. Allah da tertemiz onları sever.

(Tevbe Sûresi, 9/108)

 

 

“Hacılar ve umreciler Allah’a gelen elçilerdir. Kendisine dua ederlerse dualarına

icabet eder, O’ndan bağışlanma dilerlerse onları bağışlar.”

(İbn Mâce, Menâsik, 5; Nesâî, Cihad, 13)

 

Rasulullah (s.a.v.)’in telbiyesi şöyleydi: “Buyur Allah’ım buyur! Emrindeyim buyur!

Buyur Allah’ım! Senin hiçbir ortağın yoktur. Buyur Allah’ım! Şüphesiz hamd sana

mahsustur. Nimet de senin, mülk de senindir. Senin hiçbir ortağın yoktur.”

(Buhârî, Hac, 26; Müslim, Hac, 19)

 

“Bir Müslüman telbiye getirdiğinde sağında ve solunda (eliyle işaret ederek) şuradan

şuraya kadar taş, ağaç, toprak ne varsa hepsi onunla birlikte telbiye getirir.”

(Tirmizî, Hac, 14; İbn Mâce, Menâsik, 15)

 

“Cebrâil (a.s.) bana geldi ve ashabıma yüksek

sesle telbiye getirmelerini söylememi emretti.”

(Tirmîzî, Hac, 15; Ebu Davud, Menasik, 26)

 

Allah, Mekke’yi haram kıldı… O’nun otu koparılmaz, ağacı kesilmez, av hayvanları

ürkütülmez, duyuran kişiye verme dışında buluntusu alınamaz.”

(Buhârî, Cezâü’s-sayd, 9; Müslim, Hac, 447)

 

Mekke’yi insanlar değil, Allah haram kıldı. Allah’a ve âhiret gününe iman eden

hiç kimse için orada kan dökmek ve ağaç kesmek helâl olmaz.”

(Buhârî, İlim, 37)

 

“(Ey Kâbe!) Sen ne güzelsin, kokun da ne güzel! Sen ne yücesin ve saygınlığın da

ne yüce! Ama canım elinde olan Allah’a yemin ederim ki, Allah nezdinde malıyla,

kanıyla ve hakkında hüsn-i zan beslenmesiyle müminin hürmeti (dokunulmazlığı),

senin hürmetinden daha büyüktür!”

(İbn Mâce, Fiten, 2)

 

Kâbe’yi tavaf, Safâ ile Merve arasında yapılan say ve şeytan taşlama işi ancak

Allah’ın hakkıyla anılması içindir.”

(Ebû Dâvûd, Menâsik 50; Tirmizî, Hac, 64)

 

“Kâbe’yi tavaf etmek, namaz kılmak gibidir. Ancak tavafta konuşabilirsiniz. Kim

tavaf esnasında konuşursa sadece hayır(lı şeyler) konuşsun.”

(Tirmizî, Hac, 112; Dârimî, Menâsik, 32)

 

“Abdullah b. Sâib anlatıyor: Hacer-i Esved ile Rükn-i Yemâni arasında

Rasûlullah’ın (s.a.v.) şöyle dua ederken işittim: “Rabbimiz bize dünyada da iyilik

ver, ahirette de iyilik ver ve bizi cehennem azabından koru.”

(Ebû Dâvud, Menâsik, 51)

 

Vallahi kıyamet günü Allah Hacer-i Esved’i mahşer yerine getirecektir. Onun

göreceği iki gözü, konuşacağı bir dili olacak ve kendisini hakkıyla selâmlayanlara

şahitlik yapacaktır.”

(Tirmizî, Hac, 113; İbn Mâce, Menâsik, 27)

 

“Hz. Ömer (ra) Hacer’ul Esved’e gelerek onu öpmüş ve “Biliyorum ki sen bir taşsın,

ne bir fayda verirsin ne de zarar! Rasûlullah’ı (s.a.v.) seni öperken görmeseydim, 

seni öpmezdim” demiştir.”

(Buharî, Hac, 50)

 

 

“Allah, İsmail’in anasına (Hacer’e) rahmet etsin! Şayet o, (suyun etrafını çevirmede)

acele etmeseydi, zemzem, akan bir pınar olurdu.”

(Buhârî, Ehâdîsü’l-enbiyâ, 9)

 

“O (Zemzem) gerçekten mübarektir ve doyurucudur.”

(İbn Hanbel, V, 174; Müslim, Fedâilü’s-sahâbe, 132)

 

Zemzem suyu ne amaçla içilirse o yararı sağlar.”

(İbn Hanbel, III, 357; İbn Mâce, Menâsik, 78)

 

“İbn Abbâs (ra) anlatıyor: ‘Rasûlullah’a (s.a.v.) zemzem ikram ettim, ayakta içti.’”

(Buhârî, Hac, 76, Eşribe, 16; Müslim, Eşribe, 117)

 

“Şüphesiz Safa ile Merve Allah’ın sembollerdendir.” Şu halde siz de Allah’ın

başladığı şekilde say'e önce Safa Tepesi’nden başlayın.”

(Nesai, Menâsikü’l-Hac, 163)

 

 

“Allah Rasulü (s.a.v.) (şeytana atılacak taşların büyük olmamasını hatırlattıktan

sonra): ‘Ey insanlar! Dinde aşırılıktan sakının. Sizden öncekileri, dinde aşırılık

helâk etmiştir!’ buyurdu.”

(İbn Mâce, Menâsik, 63; Nesâî, Menâsikü’l-Hac 217)

 

“Rasulullah (s.a.v.): “Allah’ım, saçlarını kazıtanlara merhamet et!” diye dua etti.

Sahâbe: “Kısaltanlara da dua etseniz ey Allah’ın Resûlü!” dediler. O, “Allah’ım,

saçlarını kazıtanlara merhamet et!” buyurdu. Sahâbe: “Saçlarını kısaltanlara da

dua etseniz ey Allah’ın Resûlü!” dediler. Sonunda O: “Kısaltanlara da merhamet

et!”diye dua etti.”

(Buhârî, Hac, 127)

 

“Ramazan’da yapılan bir umre, (sevap bakımından) hacca denktir.”

(Tirmizî, Hac, 95)

 

Umre yapmak farz mı?” diye sorulunca Hz. Peygamber (s.a.v.): “Hayır, fakat umre

yapmanız, (yapmamanızdan) daha faziletlidir.” buyurdu.

(Tirmizî, Hac, 88)

 

İki umre, aralarında işlenen günahlara kefarettir. Allah tarafından kabul gören

haccın karşılığı ise cennettir.”

(Buhârî, Umre, 1; Müslim, Hac, 437)

 

“Umre için izin isteyen Hz. Ömer’e Hz. Peygamber (s.a.v.) şöyle dedi:

‘Kardeşim! Duana bizi de kat ve bizi unutma!’”

(Tirmizî, Deavât, 109; İbn Mâce, Menâsik, 5)