Hacer'ül Esved
Hacer'ül Esved
HACER'ÜL ESVED
Hacer'ül Esved taşı cennettendir. Cibril Emin onu İbrahim (as)'a getirmiş ve Kâbe'nin doğu köşesine yerleştirmiştir. Tavaf alanından yüksekliği 1.10 metre kadardır. Muhafaza amacıyla etrafı saf gümüşle kaplı olup bulunduğu yer, yumurtamsı bir şekildedir. Hacer'ül Esved taşı tek bir parça halindeydi; fakat kırılma olayından sonra sekiz farklı küçük parçaya ayrılmıştır. En büyük parçası bir hurma tanesi kadardır. Bu üzücü olayı Karmatilerin gerçekleştirdiği sanılmaktadır. Hacer'ül Esved 22 sene kaybolduktan sonra yerine geri getirilmiştir. (339 H) Hacer'ül Evsed'in etrafını ilk defa gümüşle kaplatan Abdullah bin Zübeyr (ra)'dır. Hacer'ül Esved'in en son tamiri ve gümüş kaplaması Kral Fahd döneminde yapılmıştır.
Hacer'ül Esved'in cennetten geldiğinde beyaz renkte olduğu, insanların günahları sebebiyle karardığı bilinmektedir.
Hadisi şerifte geldiği üzere Peygamber Efendimiz (sav) Hacer'ül Esved'i öpmüştür. Tavaf esnasında öpmek, elle selamlamak müstehaptır. Eğer bu yapılmazsa elle işaret edilip tekbir getirilir.
Abdullah İbni Amr (ra)'ın bir rivayeti şöyledir: "Hacer'ül Esved ve makam, cennet yakutlarından iki yakuttur. Allah (cc) onların nurunu örtmüştür. Eğer örtülmemiş olsalardı, doğu ve batı arasını aydınlatırlardı."
İbnu Abbas (ra)'ın Peygamber Efendimizden bir rivayeti şöyledir: "Bu taşın bir lisanı, iki de dudağı vardır. Kendisine hak üzere istilamda bulunanların lehinde kıyamet günü şahitlik edecektir. (Tirmizi)
İbnu Ömer (ra) Hz. Peygamber (sav)'den şöyle işittim der: "Bu iki rüknü, mesh etmek günahlara kefarettir. Bu iki köşe Hacer'ül Esved ve Rüknü Yemani'dir." (Tirmizi)